21 Haziran 2015 Pazar

KİŞİLİKLERİNİZ BİLE KİŞİLİKLİ SEVDİ Mİ ?

                      BİN BİR KARAKTER ÇİFTİMİZ

                                 KİLL ME HEAL ME                                        



Öncelikle dizimizin konusu ve karakterlerinden bahsetmeden önce isminden biraz bahsetmek istiyorum.Öncelikle dizinin başlarında baş kahramanımızın acınası halleri karşısında ölmek isteyecek ve kızımızın muazzam duygusal aklı ile iyileşeceksiniz.Bu kadar ipucu ile sizi dizinin konusuna uğurluyorum :))

Konumuz: Cha Do-Hyun karakterini canlandıran Ji Sung ÇKB ( Çoklu kişilik bozukluğu ) hastası ,yedi kişiliği olan,yakışıklı,karizmatik,her suratının diğerinden daha aşık olunası ve Seungjin aile şirketinde ilk varistir.Diğer ana karakterimiz  Oh ri-jin karakterini canlandıran Hwang Jung-eum psikiyatri doktorumuz ve hikayemizin güzel ,tatlı,sempatik ,dudakları öpülesi unnimiz.Ve  Park Seo-joon Oh ri-on karakterinde  Oh ri-jin'in ikiz kardeşini canlandırmaktadır.Kendisi gizemli yazarımız ,sürprizlerle dolu uzun boylu manken kıvamındadır.Diğer aile üyelerini dizide zaten görüp izleyeceksiniz arkadaşlar.Fakat genel olarak dizinin hikayesinden bahsetmek istersek ;Kızımız ÇKB rahatsızlığı olan oğlumuzun kişisel doktoru ve oluşan kişiliklerine birebir tanıklık edip hatta bizzat sebebi olan ,zamanla ortak noktalarının olduğu Seungjin şirketine karşı savaşlarını anlatan komik,eğlenceli ve oyunculuklara hayran kalacağınız bir dizi.Oğlumuzun karakterlerini size birer birer anlatacağım :))


                                                                       Shin Se-gi 



Cankurtaranımız,bir bakışıyla düşmanları titreten dövmenin en çok yakıştığı ve en çok sevdiğim karakterdir kendisi. Sevdimi dünyayı yakan, gözü sevdiğinden başkasını görmeyen,sevdiği kızın sözleri kendisinde kanun hükmünde olan ve her geldiğinde aşık olacağınız bir adam.Daha doğrusu adamın hası,dibi,kralı :)))

                                                                         Perry Park




Bomba gibi adam vessalam.Evet tamda öyledir kendisi 40'lı yaşlarda alkol hastası,gömlek seçimine hayran kaldığım ,aksanını duymak için sabırsızlandığım çılgın bir karakterdir kendisi.Gördüğünüz saç stili onun zamanından kalma ve Perry Park olduğunu anlayacağınız hoş bir ayrıntı :))

                                                                       Ahn Yo-seob 



İntihara meyilli kişiliğimiz .Daha çok genç ama hayatın ve sınavların getirmiş olduğu stres ile her an intihar etmeye çalışan gencimiz.Tabi abarttık, sınavlardan ve hayattan olmasa da geçerli sebepleri olduğunu anlayacaksınız. Dizinin ismi ile bağlantılı çok güzel bir sahne izleyeceksiniz,kişiliğimizin sebep olduğu.:(


                                                                       Ahn Yo-na




Eğlendiğim ,en çok sevdiğim ve gülmekten karnıma ağrıların girdiği sahnelerin baş kahramanıdır.Ahn Yo-seob'un ikiz kız kardeşi rolünde.Çılgın ergen,yakışıklı oppa hastası :)) .Kiçibe seni :)).Kızımızın başına çok iş açacak çok :))


                                                                            Nana




Nana karakteri biraz sürprizli bir karakter .Aslında hikayenin başrol kızımızla olan kısmı diyebilirim ve daha fazla sürprizi kaçmadan karakterimizden bahsetmeyi bitiriyorum :))

                                                                    Lee Do-hyun


Karakterin içinde karakter.Her şeyi tam anlamıyla anladığınızı zannedip aslında hiç bir şey bilmediğinizi anlayacağınız karakterimiz. Cha Do-hyun aslında Cha Do-hyun değil :) Dizi sürprizlerle dolu fakat fedakar oğlumuzu alıp kucağınıza sarıp sarmalamak isteyeceksiniz ki zaten baştan sona bunu yapmak istemişimdir :))

                                                                        Mr. X

                                                        

Peki bu kim ?.Karakterimiz dizinin en sonunda çıkıp herkesi şaşırttı.Ama iyi mi kötü mü ? . Bütün karakterleri toplamaya mı geldi yoksa dağıtmaya mı ?.Küçük şüpheli çantasıyla beraber biraz heyecanlandıracak :))


                                      

Onların ki ilk aşk.Birbirlerinin masum limanları.İnsanlığını kaybetmiş bir kalbin iki mağduru.Fakat onlar bunların üstesinden gelmeyi başardılar.Adam sadece telafi etmeye çalıştı,o kadar güzel baktı ki kadın sevildiğini hissetti.Kadın sadece iyileştirmek istedi.Kendisinin aynı onun yaralarıydı. Bazen kötü anıların silinmesi için tekrar canının yanması gerekir.Bunu katlanılabilir kılmak ise yanınızdaki iledir.İşte böyle güzel bir hikayenin sonuna geldiğinizde üzüleceksiniz.Oyunculuklara hayran kalıp ,şaşkınlık içinde izleyeceksiniz.Ben dizi bittiğin de yanımda birisini aradım.İyi gelecek.Yalnızlık kötü :)).Neyse umarım beğenirsiniz demeyeceğim zaten mükemmel bir dizi,sadece yazımı beğenirsiniz diyorum o zaman :).Görüşürüz sevmeyi seven kalpler,korellalar.Sarangheyooo :) :*

12 Haziran 2015 Cuma

EN GÜZEL EKSİKLİĞİMİZ .

                          

                              EKSİLMEYEN TARAFIMIZ






Aslında eksik tarafımız.Kaç parçaya bölündüğümüzün, aslında ne hale geldiğimizin farkına varmadan günden güne büyüyen o eksiklik.Herhangi bir yolda ,bir şemsiye tutuşta,birinin gözlerini yakaladığınızda ,bir anda.Adının ne olduğu belli değil.Tarif de edemem .Söylebilseydik bunları yazıyor olmazdık belki.Ne yarım kalmışlık nede tamamlanmışlık.Kendinizi rüzgara bıraktığınızda ki heyecan,sırılsıklam ıslandığınızdaki afallamışlık .Birileri için hiçbir şeysinizdir.Sizin gördükleriniz onun istedikleri uçurumdur.İmkansızlık küçük kalmış mıydı?.Aynı şemsiye tutuşu,kitap okuyuşu.Aynı yıldızın altında farklı parlıyoruz oysa.Herkesin hissedişi, sevgisi farklıdır.Gel deyişi.Gelmese de olur.Sevmese de olur.Zaman bazen yaralara ilaç bazen günden güne büyüyen uçurum.Hangisini yaşıyoruz bilmiyorum.Eksik tarafımız doluyor.Eksilmeyen taraf oluyor.Her günde farklı bir telaşla ,yavaşlatıyoruz bizdeki onları. Molalarımız acıdır bizim.Nefesimizi keser.O yüzden yorarız kendimizi.Faydamıza mıdır ,zararımıza mıdır ?.Kolay şeyler isteriz biz.Onun en güzel hali bizim dünyamızdır.Anne sevgisi kadar özlem kokmaz.Çünkü acıtırız birbirimizi.Yaralarız.Yine de vazgeçmeyiz.İnsanın bunların yapılmasından hoşlanmıyorum deyip ,kendisinin yaptığı gülünç olaylar misali.Evet gülünç.En salak halimiz.Kırılan parçalarımıza oturup çocuk gibi gülüyoruz.Çocuğu başka bir şeyle kandırabilirsiniz.Ama sizin parçalarınız her gün tekrar kırılacaktır.Ağlayamıyoruz.Herkesin düşündüğü şey değil.Sizin hissettiğiniz.Yağmuru herkes sevmez.Islanmayı bilmeyen ,yağmur sonrası güneşi sevemez.Sevmeyin zaten.Bazı şeyler sadece bazıları için özel olmalı.Aşık Veysel güzel demiş: Güzelliğin on para etmez  bendeki bu aşk olmasa.Güzel olmanıza gerek yok .Birisinin en güzel sözü olun,en güzel cümlesi.İyi ki varsın cümlesi ile kurulan.Onunla bahar olmuş gönlümüz,sonbahar sarısı sevmez. Eskimek istemeyiz.Onu eskitmek istemeyiz.Kirpikleri ,gözleri ,elleri,çay içişi hepsi onun.Hatırladığımız bizsiz.Onlarla olmadan bu kadar onlarlaşmışız. Bu kadar seven bir gönülde kim olmak istemez ki .Her zaman her şey aynı zamanda aynı şekilde hissedilmiyor.Bazen kıymet bilmek gerekir.Çok sevmek yetmez bazen,çok sevilmek kafidir.Şimdi sorun kendinize: Çok seviliyor muyum ? .

11 Haziran 2015 Perşembe

PAHA BİÇİLEMEZ MUDO CİTY KÜTÜĞÜ :))

                               HER EVE LAZIM KÜTÜK 

  Hemen gidip almalıyım !



Ülkemizde kütük sevdası almış başını gidiyor .İnsanlar yemeden içmeden indirime düşecek kütükleri bekliyor.Fiyatı düşmüş olan bu kütük değil arkadaşlar, bunu satın alan ve satışa sunan insanlar.Görmüş olduğunuz kütük altın kaplama mı ?,yoksa ev robotuna mı dönüşüyor aldıktan sonra?,yada bin ciltlik bir kitap mı ?.Ben söyleyeyim bin ciltlik bir kitap olsaydı,kimse bakmaya bile tenezzül etmezdi .Altın kaplama veya ev robotu olmuş olsa sadece belirli bir kesimin satın aldığı kapitalizm ögesi olmuş olurdu.Şimdi de aynı zaten.Sırf üstünde marka var diye,değerine değer katmış.Fakat şunu da söylemek isterim.Bu ürünün satış fiyatı dikkat çekmek içinde yapılmış olabilir.Zira normal bir masa veya koltuk takımı için yüksek fiyatlar normal, hatta kıyafetlerin yüksek fiyatları bile bize normal geliyor artık.Ama bir kütüğün üstüne 1.350.00 TL fiyat koyup sonra da indirim hali 945.00 TL ile satışa sunulursa hem kütük hemde mağaza markası ücretsiz bir şekilde viral reklam yapmış olacak.. Viral reklamı da bahsedeyim biraz arkadaşlar.Gerçek olmayan fakat gerçekmiş gibi gösterilen reklamlar.Örneğin Fulya'nın intikamı.Fulya reklamda aldatıldığını söylüyor ve eski sevgilisinin o site üzerinden kıyafetlerini satıyordu.Sitenin ismi gittigidiyor.com. Zamanında dünyada ki en iyi iş adı altında bir viral reklam daha yayınlanmıştı. Bir ada ve aylık binlerce dolar maaş.Haftalarca konuşulmuş ve her yerde bu işten ve adadan bahsedilmişti.Hiçbir çaba harcanmadan milyonlarca dolar reklam masrafından kurtulunmuş ve dünya çapında büyük bir tanıtım yapılmış olundu.Tabi ki işe alımlar oldu.Her ay başka birisi işe alındı fakat yapmış oldukları reklam ve bunun sonucu gelen kazançlar ,ödedikleri aylık maaşı sadece bir hiç kılıyordu.Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez nede olsa :)).Tabi ki böyle bir şey mi amaçlanmış yoksa gerçekten ciddi ciddi bu şekilde bir ürün bu fiyata satışa mı sunulmuş bilmiyorum.Her ikisi de utanç verici.Askeri ücretten bile pahalı olan bu kütük ,temel ihtiyaçlarımızdan birisi haline gelmiş.Eşit olmayan bir dünyada yaşadığımızın kanıtı aslında.Eve ekmek götürmeye zorlanan ve ay sonunu zor getiren emekçi ve işçi insanlar ,diğer tarafta ise bir kütüğe bu kadar çok para verebilen diğer insanlar. Kütüksüzlük problemi mi çekiyoruz?.Salonumun ortasında bin liralık kütük olmayınca rahat edemiyor muyum ?.Ne zaman bu kadar marka bağımlısı olduk.Etiketler yapışmış ruhumuza ,kalplerimize,insanlığımıza.Sorun var hemde çok büyük!.Evet arkadaşlar bu utanç ve buram buram kapitalizm kokan indirim elbette sizi mutlu etmiştir.Yazımı okuduktan sonra koşa koşa mudo city'ye gidip bir kütük alacaksınız eminim.Çünkü ülkemizde aldığımız üç kuruş maaşlarla kaç tane kütük alabiliriz ki ?.Şu kötü espriyi yapmadan yazımı bitirmeyeceğim :).Bekleyin geliyor :)Kütüğümüzü mudo city'ye aldıralım hep beraber,bu işte para varmış baksanıza :)))).Hiç vazgeçmemiş olsanız bile bu esprimden sonra kütüğü almaktan ve mudo city'ye girmekten vazgeçmişsinizdir.Yakın arkadaşlarım kütük ile ilgili kötü esprilerime maruz kaldılar .Buradan özür diliyorum.Kulak ve psikiyatri masraflarınız benden.Tamam hoşça kalın  gari :))

6 Haziran 2015 Cumartesi

ÜNİVERSİTE ADAYLARINA DUYURULUR :))

                HAYAL EDİLEN VE GERÇEKTE OLAN

             ÜNİVERSİTE ADAYLARI OKUYUN DERİM


Bir üniversite öğrencisi olarak yazmış olduğum durumların çoğunu yaşamış veya gözlemlemiş bulunmaktayım.Çoğu şok geçirdiğim şeyler ,o yüzden inşallah yaşamazsınız.Lisede hayal ettiğiniz ,gerçekleşmesini umduğunuz çoğu şey yalan daha doğrusu hepsi yalan arkadaşlar.Hayata toz pembe gözlükleriniz ile bakmayı bırakın.Şimdi sakince yazdıklarımı okuyun .En azından benim kadar hayal kırıklığı yaşamazsınız.



Görmüş olduğunuz resim sonuçlar açıklanıp kazandıktan sonra üniversitenin sayfasına girip bizzat kontrol ettiğim resimdir arkadaşlar .Yerini de söyleyeyim ; Pamukkale Üniversitesi -Turizm Fakültesi.Hiç bir şey  göründüğü gibi değil .Açıklayabilirim :) Malum Denizli'de deniz yok,bari gölle avunuruz demiştim ama yakınından kıyısından geçemedim.Hayaller hayal oldu :(



Şiddetli kızgınlık içerir.Görmüş olduğunuz fakülte , 45 dk' lık otobüs yolcuğu sonucu önceden huzur evi olan sonradan kampüsün hiç bir yerinde bize yer bulamayıp dekanın özenle seçmiş olduğu fakültemiz .Burası girişi, etrafını göstermeye utandım.Çünkü Denizli'de çöl olacağı aklıma gelmezdi ama ülkemizde de bir çölümüz varmış.Ben gitmeye utanıyorum onlar bizi oraya götürmeye utanmamışlar.O yüzden ne yapıyorsunuz,iyice araştırıyorsunuz.Gerekirse gidip yerinde inceliyorsunuz veya tanıdığınız varsa ondan rica ediyorsunuz gidip bakması için .Artık gerisi üniversitenin vicdanına kalmış.




Gelelim meşhur çimlere.Öğrencinin kumsalı haline gelen yemyeşil çimlere arkadaşlarınızla uzanıp kitap okuyacak ve sohbet edeceğinizi düşünüyorsanız ,çok düşünürsünüz çok beklersiniz.Ancak üstünden geçersiniz belki onu bile yapamazsınız çünkü çimlere basmayınız yazısı ile karşılaşabilirsiniz :)).Zaten sınavlardan ,ondan bundan hiç bir şeyi gözünüz görmez.Yarın sınav var ben şu çimlere bir uzanayım da güneşin tadını çıkarayım ohh miss dünya umrumda değil , çimler olmasa nasıl atlatırdım bu stresi dersiniz zaten :)).Arada yapıyorsunuz canım o kadar da değil:)




Lisede ki hocalarımın önüne kırmızı halı serse idim  keşke .Derste tatlı tatlı anlatırlar ,fakat sınavda ağlatırlar.Sınav öncesi sorumlu tuttukları yerler ile sınav da çıkan yerler arasında burası ile kuzey kutbu arası kadar fark var.Bir sınava sekiz kitap sorumlu tutan hoca bile görmüşlüğüm var .O yüzden tatlılıklarına ,sevimliliklerine aldırmayın.Tabi ki de sevdiğiniz bilgili iyi hocalar çıkacaktır.Fakat her bölümde bahsettiğim hoca olma ihtimali kesindir. 





İnanın sınav zamanı tamda böyle bu şekerlikte arkadaşlarınız çıkacaktır.Bu arkadaşlar,türünün son örneği.Sınavdan bir iki hafta öncesinden sizinle irtibat kurmaya ,konuşmaya başlarlar.Yani diyorlar ki sınav yaklaşıyor seninle samimiyet kurayım da not istediğim de bana notları vermemizlik yapma.Kitabı alın ve ağızlarına bir tane yapıştırın.Bunu içinizden yapın canım :)) Ama daha kibar yolu olarak notlarınız eksik veya olmadığınızı söyleyebilirsiniz :))Ha bu arada suçu öndeki iki çalışkan arkadaşa atabilirsiniz.Zira her sınıfta önde oturan bütün notlarının tam olduğu hatta fazla olduğu ama paylaşmak konusunda cimri olan o arkadaşlara yönlendirebilirsiniz ,onlar hallederler durumu:))



Sonraki yıllarınız arkadaşlar.Çünkü ilk sene bir heyecanla gitmediğiniz görmediğiniz yer kalmayacak.Fakat ilk sene edindiğiniz arkadaşlara dikkat edin çünkü ikinci sene hiçbiri kalmıyor.Bir yerlere de hevesiniz kalmıyor.Böyle panda gibi sürekli yatmak isteyeceksiniz.O yüzden ilk sene enerjiniz varken gezebildiğiniz kadar gezin. Eğlenebildiğiniz kadar eğlenin .Ama mantıklı gezin .Öyle o mekandan diğer mekana gitmeyin.Bir gün okey oynayalım bir gün tavla gibi saçma sapan vakit öldürmeyin.Tecrübe ile yaşanmıştır.Pişmanlık ile sonuç buluyor .Benden söylemesi.




Sakın ama sakın ilk sınavlarım kötü geçti kötü aldım diye üzülmeyin.İlk sınavlar genelde düşük gelir.Çünkü hocaları tanımıyorsunuz ,sınav yöntemi falan derken gayet normal.Bu arada üniversitede birinci sınav vize,ikinci sınavlar final ve kurtarma sınavları büt diye adlandırılıyor.Alışırsınız merak etmeyin.Allah nazarlardan saklasın henüz bir dersten kalıp büte girmedim.Ben o hiç büte girmeden üniversiteyi bitiren inek öğrenci olma yolunda ilerliyorum.Allah size de nasip etsin :))




Gelelim şu üniversiteye gidince kızlar teklif ediyor muhabbetlerine.Hiç öyle bir şey yapmadım.Yapan arkadaşlarım da olmadı.Erkekler bile cesaret edemiyorlar, bırakın kızları .Hepsi insanları üniversiteye çekmek için uydurulmuş yalanlar. Eee nede olsa her yerde sübliminal mesajlar :).Arkadaşlar biraz anane tavsiyesi olacak ama ,gidin düzgünce okuyun bitirin .Öyle her gördüğünüze sevgili gözü  ile bakmayın,yavşamayın .İnsan olun.İnanın o kadar itici ,o kadar saçma sapan gözüküyor ki .Anlaşılıyor :)





Gelelim son söyleyeceklerime.Kesin hedefler koyarak gelmeyin.Bu söylediğimi yanlış anlamayın.Tabi ki hayatta istedikleriniz olsun kendinize hedefler koyun fakat bu hedefler kısa vadeli ve kendinize en yakın hedefler olsun,mutlu olabileceğiniz.Çünkü geldiğiniz ilk sene ile sonraki her sene hedefleriniz ,istekleriniz değişecektir.Öğreneceksiniz,göreceksiniz.Hiçbir şeyin düşündüğünüz gibi olmadığını veya aslında ben böyle hiç mutlu değilim diyeceksiniz.Karamsar olmayın.Sadece içinizden geçenleri yapın.Aile baskısıyla yada hiçbir tercihiniz olmadığı için gelmiş olabilirsiniz fakat,hep bir çıkış yolu vardır unutmayın.Bu söylediklerimin hepsi başınıza gelmeyebilir ki zaten öyle bir şart da yok.Ama kısaca Denizli için geçerli durumlar genelde :)).Tamam tamam fazla kötü düşünmeyelim.Eğer burayı kazanıp gelirseniz iletişime geçin .Bakalım neler olacak :).Bu arada burada apart fiyatları çok yüksek ona göre bütçenizi ayarlayın :) . İstediğiniz üniversiteyi ve bölümü kazanmanız dileği ile :))

2 Haziran 2015 Salı

DUYGULARINIZI ALT ÜST ETMEYE HAZIR OLUN !

                                   SALYANGOZ ÇİFTİMİZ

                                  " FATED TO LOVE YOU"

Görmüş olduğunuz kahkahayı sakın unutmayın .Çılgınlar çılgını kahramanlarımızdan bir tanesi Lee Gun(Jang Hyuk) .Dizinin mükemmelliği girişinden belli.Eee güzel dizi dediğin böyle çılgın kahkahalarla başlar.Gülmek ,ağlamak ,delice sevmek,çılgınlar gibi peçete tüketmek serbest.O kadar çok duyguyu bir anda yaşayacaksınız ki ,psikopatlık garantisi benden size:))





Şimdide yakışıklı kahkahamızın biricik kaderi,şekerparesi ,canından çok sevdiği salyangozu ile tanıştırayım Kim Mi Young(Jang Na Ra)Ve benim de biricik unnim,kayıp ablam minnak burun.Gözlüğün en çok yakıştığı güzel yüz.Post-itlerin  en sabiti, en yapışkanı:)Tatlıcılar kralının kızı, şerbetli baklava :))Ama o kadar çok acı çekti ki ciğerim parçalandı .Ablam dizide ağladı ben bilgisayarın başında koltukta :((




Dizide çoğu kez göreceksiniz bu sahneyi ama ben size özet geçeyim;onlarda pirinç keki bizde mercimeği fırına verme işlemi :)).Sonrası belli ,aşağıda görmüş olduğunuz salyangoz bebeğimiz :)





Gae Ddong, çiftimizin bebekleri 'köpek kakası' :)) .Şimdi sorabilirsiniz be ne şimdi diye ama ,kızımız bebeğinin fetüs ismini köpek kakası manasına gelen Gae Ddong koydu.Sağlıklı bir şekilde doğsun diye fakat ,salyangoz bebeğimiz hem sevindirip hemde üzdü :((Onların kaderi olan ,birbirlerine bağlayan küçük mucize:).


Bu hayran kalacağınız sahnenin sadece bir kısmı ,sürprizi kaçmasın diye esas yeri göstermek istemedim ama şu ipucunu verebilirim.Siz bir kadını gözyaşlarından öpen bir adam gördünüz mü?


Şimdi sizde bir kahkaha :)) Diş macunu reklamı kampanyası teklifi almıştır heralde ,dişleri o kadar güzel ki her an yanından diş macununu çıkartıp ,dişlerimin beyazlığını ...,diyecek gibi :)).İnci gibi maşallah.Bay kahkaha :)))




                                                Sakın dönme.Dönme .Bir anlık veda gibi...
                                    Seni göremesem de, duyamasam da, yine de ben iyiyim
                                  Veda etmek acı olsa da ,tekrar kalbim acı ile dolacaksa da 
                                   Sen mutlu olduğun sürece,gülümseyebildiğin sürece ben ...
                            Unutana kadar özleyeceğim,bugünden daha fazla gözyaşı dökeceğim
                             Kadere benzeyen sen gibi olamayacak,sadece bir tane ,sadece sen...
                                         Gözyaşlarım kadar mutlu olmalısın,Elveda sevgilim...

İnsanın içini  acıtan sahneler vardır.Kızımız A Gentleman's Dignity dizindeki ım me'riyi hatırlattı bana .Ağlamak kimsede güzel durmaz ama o kadar güzel ağlıyorlar ki hissettim ,sanki ben kaybetmiş gibiydim... ? :)) Söylemem meraklanın biraz ,acaba kim ? :))





Umarım yazımdan kalbinize bir yıldız kaymıştır.Sıcak anılarla kalın istedim :)) .Sizi seven insanlar hiç bir zaman etrafınızdan eksik olmasın.Belki bir bardak çay molası,belki bir fincan Türk kahvesi birleştirir.Her şey bahane olsun güzel anlar için .Eğer yazımı okuyup ,izlemeye karar verip ,izlediğiniz zaman yorumlarınızı beklerim .Ben hissettiğim sahneleri paylaştım.Sevgi ile kalın :) :*




Az kalsın unutuyordum :(.Kediciğin hanımı beni öldürürdü valla .Efendim bir diğer lakabı kedicikdir ben deniz Choi Jin Hyuk için tıpatıp benzeyen bir yakıştırma.Sevimli bir kedi gibi,gülünce kedi suratı ortaya çıkıyor ve tam bir ısırmalık şekerleme oluyor kendisi :) ,kendisi dizide yan rol olarak yer aldı fakat biraz konuk oyuncuya kaçtı gibi geldi ama olsun görmek yeter karizmatik kediyi :)).Buradan oda arkadaşım ,love storyim ,enerji kaynağım olan benim kediciğe selamlar ve onun kediciğini de yazdığıma göre yazım burda bitmiştir.Hoşçakalın tekrardan...